21 Haziran 2015 Pazar

CENAZE


"Külli nefsin zâikatü'l-mevt - Her nefis ölümü tadacaktır." 
(Âl-i İmran, 3/185; Enbiyâ: 21/35; Ankebut, 29/57) 

19 Haziranda, Ankara Kocatepe Camiinde Cuma'dan sonra kılınan, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in cenaze namazına katılmak nasib oldu..

- Cuma Hutbesini Diyanet İşleri Başkanı Prof. M. Görmez okudu. Hutbe konusu Ramazan ayı ile ilgiliydi. Anlaşılan, bu konu önceden hazırlanmıştı ve Demirel'in cenazesi vesilesi ile değiştirilme ihtiyacı hissedilmemişti. 
- Ramazanın ilk Cuması olması hasebiyle bu mevzu normal karşılanabilir. Fakat, ülkenin kaderinde uzun yıllar önemli bir rol oynamış olan böyle mühim bir şahsiyetin cenazesi ile ilgili hutbe sonunda, hiç olmazsa  bir cümle ile "namazdan sonra 9. Cumhurbaşkanımızın cenaze namazı kılınacaktır." şeklinde bir duyuru yapılması beklenirdi.
Öyle ki, sıradan cenazelerde bile böyle bir duyurunun yapılması adettendir.

- Acaba, Allah uzun ömür versin, musallada şayet mevcut Cumhurbaşkanı olsa idi, muhterem Başkan bu şekilde mi davranırdı.. Hiç sanmıyorum..

Bu noktada, Diyanete siyaset girmiş dersek yanlış olmaz.. 

- Cuma namazını da güzel kıraatı ile D.İ.Başkanı kıldırdıktan sonra cenaze namazı için avluya çıkıldı..

- Cemaatin toplanması beklenirken, sağ ön kapıdan Erdoğan'ın çıktığı görülmekle birlikte yan balkonlarda duran cemaatin alkış sesleri duyuldu.. Bu alkışları, anında, cenazenin arkasındaki cemaatin içinden yuuhh! sesleri karşıladı..

- Camiye siyasetin girmemesi gerektiğinin açık bir tablosu..

- Gayr-i ihtiyari; "ikisi de yanlış! Burası camidir. Alkış ve yuh yeri değildir." tarzındaki tepkimiz, çevremizdeki kişilerce tasvip gördü..

- Bu durumun medyaya yansıdığını görmedim.. Ama yapılan alkış da yuh da çok çirkindi ve cami adabına uygun düşmemişti.
- Cenaze namazını eski D.İ.Başkanlarından M.Nuri Yılmaz kıldırdı.. Konuşmayı ve duayı kısa tuttu..
- Akabinde, cenaze konvoyu Esenboğa'ya hareket etti.

- Yıllar önce, rahmetli Turgut Özal'ın cenazesi de aynı yerde kılınmıştı. İki cemaat arasında bir mukayese yapmak gerekirse, Özal'ın cemaatinin birkaç kat daha kalabalık olduğu söylenebilir.. 
- Gerçi, hem Cuma ve hem Ramazan olduğu için Cami tamamen dolu idi fakat cemaatin tamamının cenazeye katılmadığı, katılanların görünümünden anlaşılıyordu..

- Açıkçası sadece Demirel için gelenler herhalde  cemaatin beşte birini teşkil ettiğini söylemek bile iyimser bir tahmin olur..
- Kim ne derse desin, Demirel 28 Şubattaki tavrı ile dindarları küstürmüştü.. Sanıyorum dini cemaatler namaza katılmamıştı..

- Cenazesi musalladan alınıp, nakil aracına götürülürken arkasından sayılı kişinin tekbir getirdiği duyuldu ama bu çok sınırlı kaldı..

Doğrusu, kendisini her halü kȃrda destekleyen ve yanlışlarını görmezden gelen Nurcu kardeşlerimizin bile (en azından Ankara cemaatinin) cenazeye topyekün katıldıklarından emin değilim..

Netice: Hatasıyla- sevabıyla hepimizin gideceği ebedi aleme yolcu ettiğimiz, Demirel'i Cenab-ı Hak'kın rahmet ve mağfiretine emanet edip, Başbakanlığı döneminde, bütün şer cephesinin karşı çıkmasına rağmen, tüm zorluklara göğüs gererek yapmış olduğu sayısız hizmetleri için minnet ve şükranla anıyoruz.  Allah rahmet eylesin..